Bir aşk ilişkisinden beklediğim şey, sadece kedi gibi mırıl mırıl romantik sevgi gösterileri, bitmeyen beyaz aşk yalanları veya birlikte hoş vakit geçirmek değil. Daha güzel şeyler de var, birlikte bir hedefe yürümek gibi.
Çocukluğumdan beri hayallerim ve hedeflerim oldu, belki bu nedenledir ki ilişkilerimin de bu yönde ilerlemesini arzuluyorum. Ama bunu isteyen sadece ben olduğum için genelde erken kapatıyoruz aşk dükkanlarını.
Mıymıy sevgilerle sevişen çiftlere alık alık bakıp “hasta mısınız lan siz?” diye sorarken, birlikte bir iş yapan sevgililere imrenmemin nedeni de bu olsa gerek. Yeterince ruhsal muhasebe yaptıktan sonra saadede gelelim: Solar Roadways.
Solar Roadways’in hikayesi, hedeflerine birlikte yürüyen bir çiftle başlamış. Scott ve Julie Brusaw çifti, 4-5 yaşlarındayken tanışmışlar. Küçükken birlikte oyuncak arabalar yarıştırmışlar, büyüyünce de evlenip araba yarıştırmaya mühendislik diplomasıyla devam etmişler. Bir gün yine oyuncak araba yarıştırırlarken Julie “güneş panelinden yollar olsa, enerji üretseler fena mı olur?” diye sorunca, Scott önce gülmüş. Sonra demiş ki, “neden olmasın?”
Mühendis çift, bu projenin işe yarayacağını düşünerek Solar Roadways adlı firmayı kurmuş. Hedefleri, ABD’deki bütün asfalt ana yolları güneş panelleriyle yenilemek. Asfalt yerine güneş panelinin üzerinde yolculuk edeceğiz yani.
Güneş panelli yollar, uygulaması pahalı olsa da uzun vadede kârlı bir sistem gibi görünüyor. Elbette demiryoluna parası yetmediği için asfalt yolda otobüs yürütüp adına Metrobüs diyen Türkiye ve Brezilya gibi geri kalmış ülkelere uygun değil. Ancak gelişmiş ülkelerin ilgisini çekebilecek türden bir proje.
Asfalt yollar, hissedilen sıcaklıktan daha fazlasını yayarlar. Hava 30°C dereceyken, asfalt sıcaklığı 50°C dereceyi geçebilir. Yani hem üzerindeki trafikten, hem de hava sıcaklığından etkilenerek aldıkları ısıyı çoğaltırlar. Elbette bu ısının dünyaya etkisi sadece araçların yol tutuşunu desteklemek olmaz, küresel ısınmaya da müthiş bir katkı sağlar. Dünya genelindeki milyonlarca kilometrelik asfaltları düşünürseniz tehlikeyi daha iyi anlarsınız.
Güneş panelli yollar ise, tamamen çevreci ve teknolojik konumlarıyla, bilinen yol malzemelerinden fersah fersah ilerideler. Tekniğini basitçe açıklamaya çalışırsak, çok sayıda üç katmanlı güneş panelinden oluşan bir sistem diyebiliriz.
Her panel üç katmandan oluşuyor. Altındaki elektronik katmanları koruyan, ağır taşıtlara ve sert hava koşullarına dayanıklı olan koruyucu ve yarı saydam “yol katmanı” en üstte bulunuyor. Sağlamlığı alttaki katmanları korumaya, saydamlığı da elektronik katmana yerleştirilen LED ışıklandırmaların yola yansıtılmasına yarıyor.
Ortadaki elektronik katman, enerjiyi toplayan güneş panellerinin bulunduğu alan. Bu elektronik katmanda, güneş enerjisini toplayan hücreler, yol yüzeyini ışıklandırmak için LED’ler ve topladıkları enerjiyi daha sonra kullanmak için saklayan kapasitörler bulunuyor.
En alttaki temel katman ise, hem içindeki hidroliklerle yol düzlüğünü ayarlıyor, hem de elektronik katmanda toplanan enerjiyle birlikte TV, internet ve telefon gibi hatları dağıtma görevini üstleniyor.
Yol, panellerin birleştirilmesiyle yapıldığı için, herhangi bir kaza sonrası bozulma durumunda asfalt gibi yama yapılmıyor, sadece arızalı panel değiştiriliyor. Üstelik alttaki katmana yerleştirilen hidrolik pistonlar sayesinde yüksekliği ayarlanabiliyor, her türlü hava şartında yüzey düz ve pürüzsüz kalıyor.
Elbette ki asfaltları beyaza veya yeşile boyamak gibi sadece show amaçlı yapılan küresel ısınma karşıtı hareketlerden çok daha faydalı bir sistem bu. Karlı havalarda yolların kendini temizleyebilmelerinden tutun, elektrikli araçların istediği yerde dolum yapabilmelerine kadar birçok avantajı var.
Avantajların bir kısmını kısaca dizebiliriz aslında:
1. Sıcaklığı sayesinde üzerinde buz oluşumuna engel olur, yağış nedeniyle gerçekleşen kazaların önüne geçebiliriz.
2.Gerçek zamanlı veri akışı sayesinde yol durumu hakkında sürekli bilgi edinilebilir.
3. Enerji avantajı müthiş. Sadece ABD’de bulunan 25.000 mil² asfalt yüzeyinin güneş paneliyle değiştirilmesi, yolların geçtiği neredeyse tüm yerleşim birimlerinin enerji ihtiyacını karşıladığı gibi, asfaltın doğaya verdiği zararı da ortadan kaldırmış oluyor.
4. Üretim aşamasında geri dönüşümlü plastiklerden de yararlanabileceklerini düşünüyorlar. Böylece atık pet şişeler, naylon torbalar, lastikler gibi birçok malzemeyi bu panellerin inşasında kullanarak ciddi bir çöp yükünden de kurtulmayı planlamışlar.
5. Kapkara bir asfalttan değil, şeffaf panellerden bahsediyoruz. Böylece yol ışıklandırmaları da kolaylaşacak. Trafik işaret ve işaretçileri, yol durumu, şerit çizgileri gibi teneke tabelalardan trafik ışıklarına uzanan birçok gereksiz meta, yol çevrelerinden kalkarak yere gömülü LED dizelerine transfer olacaklar.
6. Çevrecilik bu sıralar yükselen bir akım. Sadece sosyal yaşamımızda değil, iş dünyasında da oldukça etkili olmaya başladı. Bu yolların inşası, çevrenin korunması için ihtiyaç duyulan, belki bugün adını bile bilmediğimiz birçok yeni teknolojinin denenmesine ve kullanılmasına imkân verecek. Binlerce kilometrekare yol için gereken istihdamı, bu yolların çevreye vereceği faydayı bir düşünün.
7. Elektrikli otomobiller için şarj istasyonları yaygınlaşmaya başladı. Ancak günümüzde ne elektrikli otomobillerin, ne de şarj istasyonlarının sayısı arzulanan seviyeye ulaşamadı. Bu yolların üreteceği elektrik enerjisi sayesinde petrolden kat kat ucuz bir enerji sağlanacak. Yakıt avantajı hem elektrikli otomobillere olan ilgiyi yükseltecek, hem de otomobil firmalarının bu ilgiye göre üretim standartlarını yükseltmesini sağlayacak. İstediğiniz yerde durup şarj edebileceğiniz bir elektrikli otomobiliniz varken, benzinli bir otomobil kullanmayı düşüneceğinizi de hiç zannetmem.
8. Yollar, meskun mahallerde, yabani hayvan çıkabilecek yollarda kenardaki hayvanları tespit ederek sürücüyü uyarabilecek. Sadece yaban hayvanları için de değil bu, yoldaki trafik akışının dışında (altında veya üstünde) seyreden veya duran herhangi bir maddeyi, canlıyı yol üzerindeki alıcılar tespit ederek sürücüyü uyarabilir.
Sonuçta, bunlar akıllı yollar. Sürücüyü uyaran, yerdeki karın erimesini, suyun buharlaşmasını sağlayan, çevresindeki yerleşim birimlerine, üzerinde seyreden araçlara elektrik üreten, gerektiğinde istihbarat ve milli güvenlik konularında devlete destek olan (bunu sevmedim) ve çevresini kirletmeyen, doğayla dost yollar.
Aman küresel ısınmaya karşı çıkalım, haydi eylem yapalım demekle veya safi gösteriş uğruna asfaltı beyaza, yeşile boyamakla bir yere varılamayacağı açıkça ortada. Trafiğin, otomotiv dünyasının gerçek bir devrime ihtiyacı var ki bu tip yollar da o devrimin “inkılaplarından” biri.
Elbette bu yolların özgürlük açısından dezavantajları da var. Klasik bir Amerikan milliyetçisi olduğunu fark ettiğim (zaten Chuck Norris’e benzeyen tipinden anlamıştım bunu) Scott Brusaw, bu özellikleri avantaj olarak sunsa da, kendi enerjisini üreten yolların şüpheli araçların takibini kolaylaştıracağını iddia ediyor. (Bu noktayı ısrarla vurgulaması, hükümetten teşvik alabilmek için bir ümit gibi görmesinden olabilir.) Araç takibinden kasıt bir kovalamaca değil, kimin nereye gittiğini rahatça görmek. Bu da ulaşım özgürlüğünü ciddi şekilde etkiliyor. Askeri güvenlik açısından avantaj sağlayan bu özellik, halk için dezavantaj oluyor.
Avantaj ve dezavantajlarını istediğimiz kadar karşılaştıralım, biliyoruz ki bu işin gerçekleşmesi çok zor. Projelendirirken elbette kulağa hoş geliyor, birçok alışkanlığı baştan sonra değiştiren bir devrim diyorum o nedenle. Ancak bu yolları yapmak, planlamak kadar kolay değil. Sadece alışkanlıkların değişmesi veya finansal engeller değil, petrol ve otomotiv sektörünün kralları da bu değişimlere pek sıcak bakmayacaktır.
Solar Roadways, Penn State ve Dayton üniversiteleri gibi bazı üniversitelerin Ar-Ge desteğiyle birlikte, Department of Transportation (Ulaştırma Bakanlığı) desteğini de arkasına almış durumda. Hükümetin sağladığı 100.000 USD tutarındaki teşvik, numune yollar tamamlandığında yükseltilecek. Petrol kralları hiç sıcak bakmasa da, fosil yakıtlar artık tükenmeye yüz tuttu ve yeniliklere ihtiyaç var.
Pahalı olmasına rağmen uzun vadede büyük yararlar sağlayabilecek olan teknolojik yollar, umarım karanlık engellere takılmadan gelişir ve bunu hep birlikte görebiliriz.
Projesi “en ümit vaat eden yenilenebilir enerji” seçilen Scott Brusaw’ın YouTube’daki videosunu aşağıda izleyebilirsiniz.
Pebble Beach Concours d’Elegance
Eklenme Tarihi :
Eklenme Tarihi :
Eklenme Tarihi :