Biraz araba bilgisi olan herkes dünyadaki ilk pistlerden biri olan Nürburgring’i bilir. Efsane pist birçok yarışa, organizasyona, rekorlara ve kazalara sahne olmuştur.

Efsane  Nürburgring pisti, kısaca Ring, Nürburg, Almanya'da, Cologne'nin 90 km güneybatısında, Mainz'in 100 km kuzeybatısında yer alan tarihi yarış pisti. Pist birçok değişik şekilde kullanılabilmektedir. Formula 1 yarışlarının da yapıldığı GP-Strecke kısmı çok kullanılsa da orijinal pist olan Nordschleife (Kuzey halkası) en meşhur şeklidir. Bu haliyle pist Nürburg Kalesi ve Eiffel dağları etrafından dolaşmaktadır.

Nürburgring etkisi daha pistine 100 km kala hissediliyor. Spor veya touring fark etmiyor, her geçen arabanın bagajında Nürburgring çıkartması yapıştırılmış. Uzun bir yoldan sonra ilk Nürburgring tabelasını gördüğümüzde çoktan heyecanlanmaya başlamıştık. Ringe varmadan da müthiş Almanya otobanlarında ve U dönüşü yaptıran keskin virajlı pist yolunda araba sürmenin tadını çıkarmaya başlamıştık.

Nürburgring’e girer girmez ünlü modelcimizin yanına gitmeyi ihmal etmedik. Burası Ring’in petrol istasyonu, aynı zamanda da fan shop’ı. İçeride eşsiz ve her ölçüde die-cast’ler bulmak mümkün.

Alışverişimizin ardından hemen küçük şirin pansiyonumuza yerleşmeye gittik. Nürburgring’de otel bulmak pek mümkün değil ama çok sayıda şirin klasik Alman evlerinde aileler yarışçılar için evlerinin odalarını kiralıyorlar. Küçük otel konseptinde oturmuş bu düzen, ring ve çevresinde baya gelişmiş durumda. Hemen eşyaları bırakmamızın ardından ilk gün Touristfahren yani kendi arabamızla girebileceğimiz etkinlik için hemen giriş noktasına gittik.

Ortamı anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalacak o yüzden fotoğrafla biraz olsun anlatmaya çalışacağım.

Arabamızı hemen boş bir parka park edip etrafı gezmeye koyulduk. Gerçekten atmosfer ve o egzoz seslerinin inanılmaz surroundu kulaklarımızda muhteşem bir şenlik yaratmıştı. Pistten çıkan hemen arabasını otoparka park edip lastik basınçlarını ölçüyordu.

Sistem çok güzel oturmuş. Piste girmek tur başına 21 € ve isteyenler için 1, 4, 8 aylık ve yıllık Ring kartları mevcut. Tıpkı Türkiye’de OGS cihazına kartı okutur gibi piste girmek isteyen araçlar sıraya girip tek tek piste giriş yapıyordu.

Biraz etrafı gezmeye başladık. Dünyada sayılı sayıda olan araçlardan tutun, klasik 3 serilerine kadar her çeşit her klasmanda araç vardı. Ama dikkatimizi en çok çeken Porsche ve BMW’nin çoğunlukta oluşuydu. Almanya’da bundan doğal ne olabilirdi ki!

Ayrıca pistteki en güzel taraflardan biri de mesela VW Polo’su olan adamla Porsche GT3’ü olan karşılıklı bilgi alışverişi yapabiliyordu, kimse arabasının ne olduğuna bakmıyordu. İçindeki tutku yeterliydi.

Hemen birkaç kişiyle tanıştık. Gerçekten arabalarına bizim gibi çok özen gösteriyorlardı. Birkaç tur attıktan sonra dinlenmek için gelen yarışçılar, Ring’in cafesinde kahvelerini yudumlayıp öğle yemeğini yiyebiliyorlar. Ring’de para geçmiyor diyebilirim. Aldığınız Ring kartınızın içine para yüklüyorsunuz ve harcamalarınızı o kartla yapıyorsunuz. Biz de hemen kartlarımızı aldık ve bifteklerimizi sipariş edip yan masada oturan David ve Francesco ile konuşmaya başladık. Onlar da bir yandan yemeklerini yerken bir yandan da laptoptan diğer yarışçıların tur videolarına bakarak yorumlarda bulunuyorlardı.

Atmosfer gerçekten inanılmaz. Yemeklerimizi yedikten sonra hemen parka geri döndük. Pistin diğer güzel yanlarından biri de, hayatınızda önceden binmediğiniz her arabaya binme şansınız var. Biz de hemen ring kartlarımızla karşımıza çıkan ilk GT3’e tur ısmarlayabilir miyiz diye sorduk, adam memnuniyetle diyip hemen aldı.

Nürburgring ve bir Porsche GT3! İşte bu!

Mükemmel pistin tüm virajlarını tek tek ayrıntılı anlatmak isterim ama bu sayfalarca sürer bence. Ünlü 20 km’lik Nordschleife’in 73 virajını aldıktan insanda bir G kuvveti sersemlemesi oluyor. Arabadan indiğinizde olay budur diyebiliyorsunuz rahatlıkta.

Bu arada otoparkta çok durmamanızı tavsiye ederiz çünkü her an yeni bir araç giriş yapıyor ve sizin de testosteron seviyeniz tavan yapıyor. Bu arada Ring’in ünlü M5 taksisi ve sürücüsü Sabine Schmitz’le hemen bir tur ayarlıyoruz ve M5 ile Ring’e giriyoruz. Sabine’nin topuklu ayakkabılarla pisti bu kadar hızlı bir şekilde almasının karşısında gerçekten saygıyla eğiliyorum ve direk “benimle evlenir misin?” diyorum ve tabiî ki de gülüşüyoruz.

Daha sonra kendi arabamızla da birkaç tur attıktan sonra biraz dinlenmek için Ring Werk’e gidiyoruz. Burası Ring için yapılmış çeşitli shop ve mağazaların bulunduğu eşsiz bir yer. Arabayı tekrar otoparka bırakıp elimizde kameramız çevreyi gezmeye koyuluyoruz.

Hemen ring fan shoptan birkaç alışveriş yaptıktan sonra teker teker mağazaları gezmeye başlıyoruz. Burası tamamen arabalar ve yarışlar için yapılmış bir yer. Her mağazanın içinde milyonlarca liralık özel araçlar mevcut. Hemen Ferrari Shop’a da kısaca uğradıktan sonra o da ne? Hayatımda gördüğüm en büyük ekranla karşılaşıyorum. Artık mükemmellikler normal gelmeye başladı.

Ring çevresinde gezdikten sonra BMW M tribününe çıkıyoruz. Şansımıza Porsche History Cup antrenmanları varmış, biraz izleyip ringi gezmeye devam ediyoruz.

Ring Werk’den sonra Eiffel Club ve birçok mekânın olduğu meydana gidiyoruz. Her yerde olduğu gibi burada da Ring kart geçerli. Alışveriş için tek tek gezdikten sonra pansiyonumuzda dinlenmeye çekiliyoruz. Sabah pistte gördüğümüz birkaç Porsche da bizimle aynı pansiyonda kalıyormuş.

Nürburgring’de gece hayat bitiyor mu? Tabiî ki hayır! Hemen arabaya atlayıp Eiffel Bar & Club’a gidiyoruz. Kapıda yine ring kartımızı gösteriyoruz, giriş ücreti karttan düşülüyor. İçerisi sabah gazlayan yarışçılar ve tabiî ki güzel Alman kızlarıyla dolu. Müzikler muhteşem ve tavanda yarışlarda kaza yapmış araçların tamponları, kapıları vb malzemeler asılı. Biraz eğlendikten sonra ertesi gün erken kalkacağımız için çok geç olmadan ayrılıyoruz ve uykuya dalıyoruz.

Bugün, ünlü Le Mans 24 Hours’a benzer bir dayanıklılık şampiyonası olan VLN Langstreckenmeisterschaft yarışı var. Antrenman turları sabah başlıyor ve yarış 3 – 4 saat sürüyor. Hemen ailenin bizim için hazırladığı şirin kahvaltıyı edip birkaç izleme noktasından ilkine gidiyoruz. Herkes hazırlığını önceden yapmış, sandalyesini ve radyosunu getirmiş. Biz de hemen bir yer bulup izlemeye başlıyoruz.

Nürburgring Nordschleife 20 km olduğu için izlerken aynı yerde durmak saçma geliyor ve en büyük izleme noktasına gidiyoruz. Arabayı park ettikten ve biraz da orada izledikten sonra pist kenarında yürümeye başlıyoruz. Nürburgring sadece araba veya motosiklet için değil; aynı zamanda kros motorları, bisikletler vs. için de ormanlık etapları mevcut ve biz de pist boyunca ilerlemeye başlıyoruz.

VLN yarışı 3 klasmandan oluşuyor. Sınıf 1 en güçlüler ve sponsor desteğiyle yarışanlar. Sınıf 2 daha küçük motor hacmi olanlar ve Sınıf 3 ise kendi otomobilleriyle girenler.

Tabiî ki birkaç kural mevcut. Mesela otomobillerde rollbar olması zorunlu ve yarışmak için yarış lisansına sahip olmalısınız. Organizasyon, işte bu noktada önceki günkü Touristfahren’dan ayrılıyor.

Yol boyunca değişik manzaralar çekiyoruz ve yaklaşık 5 km boyunca yürüyoruz. Nürburgring’de zaman gerçekten su gibi akıp gidiyor! En sonunda ünlü Karussel Virajı’nda da izledikten sonra yarışın sonu yaklaştığı için yavaş yavaş geri dönüyoruz.

Adenau ilçesine gidiyoruz, yemeğimizi yedikten sonra VLN yarışı sona eriyor ve tekrar Touristfahren açılıyor. Hazır pist sıcakken biz de bu fırsattan istifade ediyoruz ve pist için özel araba kiralama mekânlarından birine gidiyoruz. Değişik sınıfta değişik araçlar mevcut ve tabiî ki doğru orantılı olarak fiyatı ve depozitosu artıyor. Biz Renault Clio Cup kiralamaya karar veriyoruz. Araçta rollbar, slick lastikler var ve içinin boş olduğunu görünce M3 kadar olmasa da iyice zevk alacağımızı düşünerek hemen pistin yolunu tutuyoruz.

Değişe değişe birçok tur attıktan sonra arabayı geri götürüyoruz.

Kesinlikle tavsiye ediyorum. Piste hem kendi arabanızla hem de pist için kiralanan arabalarla çıkın.

Kiralanabilecek bazı otomobiller ve fiyatları şu şekilde:

Nürburgring’e tekrar gitmeyi iple çekeceğim kesin.

Gezide çekilmiş fotoğrafların tamamı için tıklayın...